KONGRA-GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal, ”özel savaş merkezinin Önder Apo’nun Kürt özgürlük hareketi tarafından dinlenmediğine dair haberlerinin külliyen yalan olduğunu belirterek, “İktidar çöküşte, bu final yılıdır, direnişi büyütmeliyiz” açıklaması yaptı.
Kürt meselesinde son günlerde yaşanan tartışmalara ilişkin olarak ANF’nin sorularını yanıtlayan Kartal, ” Özel savaş sisteminin Kürt özgürlük hareketi ve Önder Apo arasında anlaşmazlık olduğu yalanına başvurduğunu” belirterek, “Külliyen yalan. Bu, özel savaş merkezinin yürüttüğü kapsamlı saldırı politikaların bir parçasıdır” ifadelerini kullandı.
Kartal’ın ANF’ye yaptığı açıklamalardan öne çıkanlar şöyle:
” Türk medyasında, görsel ve dijital medyada güya AKP’li bazı siyasetçilerle Brüksel’de bir otelde görüşme yaptığımıza dair haberler servis edildi. Bu tamamen yalan bir haberdir. Yani külliyen yalan. Ne AKP ne de Türk devletiyle bu anlamda yapılan bir görüşme var. Bırakın görüşmeyi, diyalog bile söz konusu değil. Bu, tamamen özel savaş merkezinin yaptığı kamuoyunu yanıltma temelinde yaptıkları yönlendirmeler çerçevesindeki haberlerdir.
Güya bu toplantılara Önder Apo’nun da telefonla katıldığı şeklinde bir bilgilendirme yapıyorlar. Zaten şu anda AKP-MHP’nin yaptığı uygulamalar da bu bilgilendirme ile taban tabana zıt şeylerdir. Yürütülen politikalar da bu haberin tamamen yalan olduğunu açık bir şekilde ortaya koyuyor. Ama bazı dijital medyada bazı farklı çevrelerin yine ısrarla böyle haber yapmaları, gündem oluşturmak istemelerinin de iyi niyete ilgisi hiçbir ilgisi yoktur çünkü AKP-MHP hükümeti şu anda hayatın her alanında yoğun bir saldırı yürütüyor.
Bir taraftan Önder Apo’ya disiplin cezaları veriyor, yeni cezalar veriyor, bir taraftan siyasi partiye, eşbaşkanlarına yönelik yeni soruşturmalar, partiyi kapatmaya yönelik tehditler, yine belediyelere yönelik yeni kayyum atamalar, cezalandırmalar… Yani Kürt halkına, siyasi mücadele zeminine, siyasetçilere, parlamenterlere yönelik bir saldırı var.
Rojava’ya yönelik saldırı hazırlık yapılıyor
Rojava’ya yönelik de bir askeri saldırı hazırlığı içerisindeler. Gerillaya yönelik her alanda saldırılar söz konusu. Böyle topyekûn bir savaş konsepti yürütülüyor. Fakat Bahçeli’ye verilen bir misyon çerçevesinde de kamuoyunu yanıltmak istiyorlar. Gündem yaratmak istiyorlar. Kendilerine göre tek taraflı çalıp oynadıkları bir gündem yaratmak istiyorlar
. Bu açıdan şunu çok açık, net söylemeliyiz: AKP-MHP hükümeti özellikle 10 yıldır yürüttüğü topyekûn tekniğe dayalı savaştan bir sonuç alamadı. Bu konuda büyük bir tıkanma yaşıyorlar. Ortadoğu’daki bu Üçüncü Dünya Savaşı’nın giderek yayılması, İsrail, Filistin, Hizbullah, Suriye, İran; bütün bölgeye yayılan çok kapsamlı bir savaş ortamında Türkiye iç ve dış gelişmelerden korkuyor ve bu temelde kendilerince tek taraflı çalıp oynadıkları bir konsept geliştiriyorlar ama bu konsept tamamen kapsamlı bir saldırı konseptidir.
”Avrupa’daki Kürt siyasetçiler hedef gösteriliyor”
Bir yandan Önder Apo’nun Kandil ile görüşmeler yaptığı, Kandil’e mektuplar gönderdiği, Rojava’ya gönderdiği, Avrupa’ya gönderdiği, Kandîl ile telefon görüşmeleri yaptığı ama Kandil ile Önder Apo arasında sorun olduğu, çağrılarına yanıt alamadığı için sinirlendiği, telefonu kapattığına yönelik yapılan haberler var. Bütün bunlar da çok amaçlı bir şekilde özel savaş medyasının özel savaş merkezinin perspektifleri temelinde yaptığı haberlerdir. Önder Apo ile hareket arasında sorun olduğunu, parçalanma olduğunu, Önder Apo’nun sinirlendiği, Kandil’in Önder Apo’yu dinlemediği şeklinde kamuoyunun, halkımızın, demokratik ilerici kamuoyunun kafasını karıştırmak ve kendilerine göre gündem oluşturmayı hedefliyorlar. Bu da tamamen bu özel savaş merkezinin yürüttüğü kapsamlı saldırı politikaların bir parçasıdır.
Özel savaş merkezinin ve onlara bağlı Türk medyasında yalan haberleri veren sözde basın mensuplarının da bir amacı, bir hedefi de özellikle Avrupa’daki yaşayan Kürt siyasetçilerini hedef hale getirmek. Bu temelde Avrupa ülkelerini hedef göstermek, onlara yönelik siyasi baskıların oluşturulmasını amaçlamak. Bu yönüyle de bazı isimleri zikrederek kendilerince bu konuda sonuç olmak istiyorlar. Hem Türkiye’de hem yurt dışında, her tarafta özellikle Kürt siyasetçilerine yönelik yapılan bu yayınlarından böyle bir hedefleri olduğunu da biliyoruz…”